Çoğunluğun olduğu gibi sizin de mutlaka bir bisiklet maceranız olmuştur ve mutlaka bir bisiklet pedalı çevirmişliğiniz vardır.Sizi bilmem ama ben ilk bisikletime 6-7 yaşlarında sahip olduğumu hatırlıyorum.İstanbul zamanlarındaydı.Belki siz de bilirsiniz , hani şu ortasından ikiye katlanabilen bisikletler vardır ya ! İşte ilk bisikletim oydu ama markasını hatırlamıyorum zira gerek te yok.
Hatırladığım kadarıyla ben bisiklet sürmesini arka tekerleğe takılan destek tekerlekleri olmadan yani doğrudan öğrenmiştim.Zaten sürüş deneyimimle ilgili ilk hatırladığım şey ; beni yokuş aşağı bıraktıkları ve o hızla gidip küçük bir kıza çarpıp yerle yeksan oluşumdu.O bisikletimi severdim ve ortadan ikiye katlanıyor olması benim için gurur vericiydi.Hatırladığım kadarıyla her çocuk sohbetimizde '' Ooolum var ya benimki de ortadan ikiye katlanabiliyor.Valla bak.İşte burdan söküyorsun , ikiye katlanıyor.İstersen katla bavula koy.. '' :) şeklinde böbürlenmelerim meşhurdur.
Sonra yani İstanbul'dan sonraki şehir maceramda ise o bisikletim ; benim büyümem ve bisikletin küçülmesi sayesinde kömürlüğün yolunu tutmuştu.İkinci şehir maceram ise bisiklet açısından şanssız bir döneme denk geliyordu.O andan itibaren uzun süreli bir bisiklet deneyimim hiç olmadı.Çok fazla bisiklet değiştirdiğimi hatırlıyorum.Bir bisiklet alırdık bir iki hafta içinde mutlaka bir yerinden hata verir,geri götürür, değiştirirdik.Sonra büyük ihtimalle yine bozulur yine değiştirirdik.İlginçti.En son ise sarı tekerlekli bir BMX bisiklet aldığımızı hatırlıyorum.En fazla onu sürmüştüm.Sonra zaten büyüdük ve o da önce kömürlüğün daha sonra da eskicinin yolunu tutmuştu.
BMX'lerden sonra ise yavaş yavaş dağ bisikletleri moda olmuş , her bir veledin altında bulunur olmuştu.Ve bu benim ortaokullu belki de liseli yıllarıma denk geliyordu.Şehir de olmasa bile köyde iken sahip olmayı istiyor ama bir şekilde alamıyordum.Ve hep zihnimde bir dağ bisikletiyle bir gezi düşüncesi olagelmişti.
Köyde iken bir dağ bisikletim olmasa da rahmetli dedemin Bisan marka benim '' Dede Bisikleti '' dediğim bir bisikleti vardı ben küçükken.Büyüyünceye kadar da hep oldu.Dede bisikleti derdim çünkü köyde hemen herkesin bu tarz bir bisikleti vardı.Gençler genelde dağ bisikletine binerdi.Dedeler o bisikletleriyle kahveye,camiye veya tarlaya giderlerdi.
Ben küçükken dedemin bisikleti doğal olarak bana büyük gelirdi.Üstüne çıkıp sürmemin imkanı yoktu.Peki ben ne yapardım ? Bisikletin ortasında seleye kadar bir demir olurdu.O demirin arasından ayağımı geçirir bisikleti öyle kullanırdım. :) Zordu ama zevkliydi.Ve sadece zorlanmaz hızlı bile giderdim.Şimdi o bisikleti o şekilde o kadar hızlı nasıl sürdüğüme hayret etmiyor değilim. :)
Evet dediğim gibi o bisikleti hep sürdüm köye gittiğim zamanlarda.Sonra ben büyüdüm.Boyum o bisikleti sürecek kadar uzadı ama artık hiç zevki kalmamıştı.Zaten sonra dedem de gitti bisikleti de....... :/
.GÖÇ
6 yorum:
anılar ve anlamlar yüklenmiş nesneler anca bu kadar güzel anlatılabilir ...
Pabuç>>>Teşekkür ederim.Beğendiğine sevindim..
Nasıl guzel anlatmıssın Gok Turk
severek okudum
kucuk bı anekdot ta ben eklemek ıstıyorum
bızımkıler yanı aılem
bısıklete hıc ızın vermedı
hala bısıklet kullanamıyorum ben:(
öykü>>Beğendiğine sevindim.Ailenin de mutlaka kendilerine göre bir bildikleri vardır elbet.Şimdi yargılamak olmaz..Ama geç değil hala öğrenebilirsin zannımca :))
Çok güzel ifade etmişsin duygularını beğendim.Hiç heves etmedim bisiklete de daha sonraki yaşlarda bir istek geldiydi nedense ama vaz geçtim hemen .Vallahi zor iş bisiklet ..Dengede durmak filan imkansız gibi...
vişnap >>> Kolay aslında çok ta zevkli bence.Öğrenmesi de çok kolay.Destek tekerlekleri kullanabilirsin mesela ama yaş kemale erince biraz garip kaçar ; bir de benim gibi öğrenirsin.Yokuş aşağı :)))
Yorum Gönder
Yorumlarınız Türkçe yazım kurallarına uygun olduğu için;hakaret içermediği için teşekkürler