5 Mart 2010 Cuma

Gecmis Zaman Olur ki ...

Sabahın yedisindesiniz.Sıcacık yorganın altında uykunuzun son demlerini yaşıyorsunuz.Dışarıda ise hava soğuk belki de kar yağıyor.Tam uykunuzun en tatlı yerinde(bu genelde kalkmanızın istendiği zamandır) adeta gaipten bir ses işitirsiniz. '' Kalk hadi ! Okula geç kalacaksın !'' İlk önce duymamazlıktan gelme eğilimine girersiniz.Ama ses sürekli tekrar etmeye başlar ve siz ister istemez kalkarsınız.İlk önce hafiften kendinizi yorganın dışına taşırırsınız.O da ne buz gibidir.Tekrar yorganın altına...''Uff yaa şimdi kim kalkacak bu saatte ?'' Ama kalkmanızı isteyen sesler ıısrarla ve mütemadiyen tekrar ettiği için kalkmak zorunda kalırsınız.
Başka çare yoktur bir çırpıda yorganı üstünüzden atar ve iki büklüm titreye titreye odadan salona doğru yola koyulursunuz.Salon kapısından içeri adımınızı atar atmaz yüzünüze bir sıcaklık çarpar.Bu sıcaklık sobanın sıcaklığıdır.Üstünde çaydanlık kaynamaktadır.Yerde sofra hazırdır.Sobanın yanına ilişiverirsinizÖnce ön yüzünüzü sonra arka yüzünüzü ısıtarak ve biraz titreyerek sobanın ve sofranın yanına oturuverirsiniz.Bir iki dilim ekmek sobanın üzerine kızarması için koyulur.Ve belki de en güzel olaylardan biride budur.Ekmekler kızardıktan sonra el üstünde zıplatıla zıplatıla soğutulur.Sonra üzerine itina ile margarin sürülür alışıldık tabirle sanayağ sürülür.Daha sonra çay eşliğinde afiyetle tüketilir.Artık güne hazırızdır.

Geçmişten özlemle yadettiğim güzel bir resim...Şimdiki çocukların çoğu bundan nasibini alamadılar ve alamayacaklar.Kalkorifer ve kombi peteklerinde ekmek kızartamazsınız değil mi ? 

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınız Türkçe yazım kurallarına uygun olduğu için;hakaret içermediği için teşekkürler

Add to Technorati Favorites